Vor zwei Jahren kam ich in die Schweiz – auf der Flucht vor Gewalt und Unterdrückung in meinem Herkunftsland, mit der Hoffnung auf einen Neuanfang. Als kurdische Person war ich in der Türkei Diskriminierung und Menschenrechtsverletzungen ausgesetzt und wünschte mir in der Schweiz Sicherheit. Doch auch hier war der Weg alles andere als einfach. Ich wünsche mir einfach, als freier Mensch in Würde leben zu können.
Ich lebe in Bern, habe aber keine definitive Aufenthaltsbewilligung und bis heute weder Fortschritte in meinem Verfahren gesehen noch eine Antwort erhalten. Seit zwei Jahren warte ich – diese Ungewissheit zermürbt mich auf allen Ebenen. Und ich bin nicht allein: Viele andere Menschen warten ebenso lange. Das Ganze ist sowohl finanziell als auch emotional und psychisch extrem belastend. In einem Land, dessen Sprache ich nicht spreche und dessen Kultur mir fremd ist, fühlte ich mich oft hilflos. Ich musste alltägliche Herausforderungen bewältigen – etwa wie ich meinen Lebensunterhalt bestreiten kann. Vielen Geflüchteten geht es ähnlich: Sie sind vor Krieg, Unterdrückung oder Armut geflohen und kämpfen hier ums Überleben. Selbst in einem wohlhabenden Land wie der Schweiz gibt es obdachlose Menschen und solche mit akuten Wohnproblemen.
Seit zwei Jahren warte ich – diese Ungewissheit zermürbt mich auf allen Ebenen.
Inmitten dieser Herausforderungen habe ich vor etwa acht Monaten den Verein Medina kennengelernt. Medina ist eine Organisation, die sich in Bern besonders für vulnerable Gruppen einsetzt – insbesondere für Geflüchtete, Obdachlose und Menschen in schwierigen Lebenssituationen. Donnerstags und freitags ab 18 Uhr kochen wir gemeinsam auf der Schützenmatte und verteilen kostenlose Mahlzeiten. Darüber hinaus bietet der Verein Unterstützung bei der Wohnungssuche, behördlichen Angelegenheiten oder der Jobsuche.
So entsteht nicht nur ein Essen, sondern auch ein konkreter Ausdruck von Miteinander, Teilhabe und Solidarität.
Hier läuft alles kollektiv ab. Die Mahlzeiten entstehen in solidarischer Zusammenarbeit, jede*r trägt etwas bei. So entsteht nicht nur ein Essen, sondern auch ein konkreter Ausdruck von Miteinander, Teilhabe und Solidarität. Dieser Prozess bringt Menschen zusammen und stillt nicht nur ihre physischen Bedürfnisse, sondern stärkt auch ihr Gemeinschaftsgefühl.
Im Zusammenhang mit den gewaltvollen Auseinandersetzungen rund um die Reitschule in den letzten Monaten habe ich leider beobachtet, dass manche Leute Medina für einen gefährlichen Ort halten. Doch ich war selbst vor Ort und kann klar sagen: Medina war nicht Teil dieser Ereignisse. Im Gegenteil – der Verein hat aktiv dazu beigetragen, die Situation zu beruhigen und eine Eskalation zu verhindern.
Die Reitschule wird von aussen manchmal negativ wahrgenommen. Ja, es gibt Probleme wie Diebstahl, Drogenhandel und auch Auseinandersetzungen. Aber diese Schwierigkeiten spiegeln nicht den eigentlichen Kern der Reitschule wider. In ihrem Innersten steht sie für kollektive Solidarität – eine Struktur, die sich den schwächsten Mitgliedern der Gesellschaft zuwendet und sie unterstützt. Der Verein Medina ist ein Teil genau dieses solidarischen Geistes. Er schürt keine Gewalt – er bringt Menschen zusammen und fördert das soziale Miteinander.
Alle, die wissen wollen, wie es auf der Schützenmatte wirklich ist, lade ich ein, vorbeizukommen und mit uns Zeit zu verbringen. Kommt an einem Donnerstag oder Freitag ab 18 Uhr vorbei, dann kochen wir zusammen, setzen uns an den Tisch. Lasst uns danach bei einem Tee oder Kaffee ins Gespräch kommen und gemeinsam Antworten auf eure Fragen finden. Seht mit eigenen Augen, wie viel Solidarität hier gelebt wird. Denn die Reitschule ist nicht einfach ein Ort negativer Schlagzeilen – sondern ein Ort, wo Teilen, gegenseitige Hilfe und kollektives Engagement gelebt werden.
Deshalb danke ich dem Verein Medina und allen, die diese Organisation ins Leben gerufen haben. Auch der Gemeinschaftsgeist in der Reitschule verdient Anerkennung. Hier versuchen Menschen, durch gemeinsames Handeln eine stärkere und gerechtere Gesellschaft zu schaffen. Allen, die diese Strukturen zusammenhalten und stärken, bin ich zutiefst dankbar.
———————————————————————————————–
Medina Derneği: Dayanışma ve Umudun Adresi
İsviçre’ye, iki yıl önce, ülkemdeki şiddet ve baskılardan kaçıp, yeni bir başlangıç umuduyla sığındım. Kürt bir birey olarak Türkiye’de maruz kaldığım ayrımcılık ve hak ihlallerine karşı burada kendimi güvende hissetmeyi umuyordum. Ancak, İsviçre’ye geldiğimde karşılaştığım zorluklar da hiç az değildi. Yeniden özgür bir birey olarak sadece insana yaraşır bir şekilde yaşamak arzum.
Bern’de yaşıyorum, ancak kesin oturum iznim yok ve sürecimle ilgili hâlâ herhangi bir ilerleme olmadı ve henüz yanıt alamadım. İki yıldır bekliyorum ve bu belirsizlik beni her anlamda yıprattı. Benim gibi birçok insan var. Çok uzun süredir bekliyoruz; bu süreç hem maddi olarak hem manevi olarak hem de psikolojik olarak inanılmaz derecede yıpratıcı. Dilini bilmediğim, kültürüne yabancı olduğum bir ülkede, çoğu zaman kendimi çaresiz hissettim. Günlük hayatın ihtiyaçlarını karşılayabilmek gibi temel sorunlarla baş etmek zorunda kaldım. Birçok göçmen için aynı durum geçerli; buraya, savaş, baskı veya yoksulluktan kaçıp umut arayarak gelen insanlar, hayatta kalabilmek için büyük bir mücadele veriyor. Hatta İsviçre gibi refah seviyesinin yüksek olduğu bir ülkede bile, evsizler ve barınma sorunu yaşayan insanlar mevcut.
İki yıldır bekliyorum ve bu belirsizlik beni her anlamda yıprattı.
İşte bu zorluklar içinde, yaklaşık sekiz ay önce, Medina Derneği ile tanıştım. Medina, Bern’deki en kırılgan topluluklara, özellikle sığınmacılara, evsizlere ve zor durumda olan insanlara yardım eden bir kuruluş olarak dikkat çekiyor. Perşembe ve Cuma günleri düzenli olarak Schützenmatte’de saat 18:00’de birlikte yemek yapiyor ve ardından ücretsiz yemek dağıtıyoruz. Bunun yanı sıra, barınma konusunda rehberlik sağlıyor, resmi işlemler ve iş bulma gibi pek çok alanda destek sunuyoruz.
Ortaya çıkan sadece bir yemek değil, aynı zamanda birlikte üretmenin, paylaşmanın ve dayanışmanın somut bir ifadesi oluyor.
Burada her şey kolektif bir şekilde ilerliyor. Yemekler, dayanışma içinde, herkesin katkısıyla hazırlanıyor. Ortaya çıkan sadece bir yemek değil, aynı zamanda birlikte üretmenin, paylaşmanın ve dayanışmanın somut bir ifadesi oluyor. Bu süreç, insanları bir araya getirerek yalnızca fiziksel ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, topluluk bilincini de güçlendiriyor.
Son aylarda Reitschule çevresinde yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili olarak, ne yazık ki bazı insanların Medina’yı tehlikeli bir yer olarak gördüklerini gözlemledim. Ancak orada bizzat bulundum ve açıkça söyleyebilirim ki Medina, bu olayların bir parçası değildi. Tam tersine, dernek aktif bir şekilde durumu sakinleştirmeye ve olayların büyümesini engellemeye yardımcı bulundu.
Reitschule, toplumun gözünde zaman zaman olumsuz bir yer olarak görülse de, burada büyük bir kolektif dayanışma ruhu var. Evet, hırsızlık, uyuşturucu satışı gibi ciddi sorunlar yaşanıyor ve bazen büyük kavgalar çıkabiliyor. Ancak bunlar Reitschule’nin özünü yansıtmıyor. Asıl özünde, toplumun en kırılgan kesimlerine el uzatan, dezavantajlı gruplara destek olan bir yapı var. Medina Derneği de tam anlamiylabu dayanışma ruhunun bir parçası olarak burada varlık gösteriyor. Şiddeti körüklemek yerine, insanları bir araya getirerek toplumsal yardımlaşmayı teşvik ediyor.
Burada insanlar, birlikte mücadele ederek daha güçlü ve adil bir toplum yaratmaya çalışıyorlar.
Schützenmatte’nin nasıl bir yer olduğunu gerçekten anlamak isteyen herkesi, bir gün buraya gelip bizimle birlikte vakit geçirmeye davet ediyorum. Gelin, Perşembe veya Cuma günü 18:00’den itibaren birlikte yemek hazırlayalım, sofraya oturalım ve ardından bir bardak çay ya da kahve eşliğinde sohbet edelim. Kafanızdaki sorulara birlikte yanıt arayalım ve buradaki dayanışmayı kendi gözlerinizle görün. Çünkü Reitschule olaylarla anılacak bir yer değil, aslinda yardımlaşmanın, paylaşımın ve kolektif mücadelenin yaşandığı bir alan.
Bu yüzden Medina Derneği’ne, bu değerli organizasyona hayat veren herkese teşekkür ediyorum. Aynı zamanda, Reitschule’deki topluluk ruhu da takdiri hak ediyor. Burada insanlar, birlikte mücadele ederek daha güçlü ve adil bir toplum yaratmaya çalışıyorlar. Bu yapıları bir arada tutan ve güçlendiren herkese minnettarım.
Yazar hakkında: Shujara bir Kürttür, seyahat etmeyi sever ve haksızlığa karşı mücadele eder.